Evin en çok zaman geçirilen alanı olan salon hem misafirleri ağırladığınız, hem de dinlenmeye zaman ayırdığınız bir yaşam merkezidir. Bu yüzden hem işlevsel, hem de estetik bir yerleşim kurgusu hayal edildiğinde ilk akla gelen mobilya türlerinden biri köşe takımları olur. Doğru parçalarla tamamlanan ve dengeli biçimde yerleştirilen bir köşe koltuk sadece oturma alanı yaratmakla kalmaz, mekanın karakterini de belirleyici bir etkiye sahiptir. Ferahlığı, düzeni ve konforlu şıklığı bir araya getirmek isteyenler için köşe takımları her zaman güçlü bir tercihtir.

Salonun genişliği, pencere yerleşimi, ışık alma biçimi ve geçiş yolları, mobilya düzenini doğrudan etkiler. Bu yüzden köşe takımı seçmeden önce alanın yapısını gözlemlemek gerekir. Duvara bitişik ya da odayı ikiye ayıracak biçimde yerleştirilen köşe takımları mekana göre farklı etkiler yaratabilir. Görsel denge sağlamak adına koltukla birlikte kullanılacak yan sehpalar ya da aydınlatma elemanlarının konumlandırılması da önem taşır.
Koltuk yerleşiminde köşeye yerleşen bölümün salonun en az yoğun kullanılan alanına yönelmesi kullanım kolaylığı oluşturur. Doğal ışığın yönü de dikkate alınmalı, gün ışığının içeri rahatlıkla ulaşacağı bir açıklık bırakılmalıdır. Eğer televizyon ünitesiyle birlikte bir düzenleme yapılacaksa görüş açısının bozulmaması adına koltuğun açısı net biçimde belirlenmelidir. Alanı daha işlevsel kullanmak isteyenler modüler koltuk yerleşimi tercih ederek puf ya da ek oturma birimleriyle yerleşimi zenginleştirebilir. Bu sayede misafir ağırlamak, ayak uzatmak ya da sehpa gibi kullanmak mümkün olur. Bu çok yönlü yerleşim alternatifleri salonun farklı senaryolara uyum sağlayabilmesine olanak tanır.
Özellikle küçük ya da uzun ince salonlarda doğru yerleşimle denge kurmak daha büyük bir önem taşır. Dilerseniz köşe koltuğun arkasına ince uzun konsol yerleştirerek hem işlevsellik kazanabilir, hem de boşluk hissini ortadan kaldırabilirsiniz. Bu tür köşe koltuk yerleşim kombinasyonları yaşam alanınızı daha verimli kılar.

Köşe takımlarının estetik etkisini güçlendirmek için halı ve kırlent tercihi belirleyici olur. Oturma alanının merkezine yerleştirilen halı sadece sıcaklık ve konfor katmakla kalmaz; mekanın odak noktasını da belirler. Koltuğun rengine zıt ya da tamamlayıcı bir renk tercih edilerek görsel denge sağlanabilir.
Kırlentler ise yalnızca dekoratif bir detay değil aynı zamanda oturma alanına dinamizm katan küçük ama etkili dokunuşlardır. Farklı dokularda seçilen kırlentler hem göz yormayan, hem de enerjik bir ambiyans yaratır. Renk geçişlerinde uyum kadar kontrast da tercih edilebilir. Açık renkli bir koltuk üzerine yerleştirilen desenli kırlentler mekana canlılık katar.
Halı seçiminde odanın büyüklüğü kadar köşe koltuğun kapladığı alan da dikkate alınmalı. Halının koltuğun altına ne kadar girmesi gerektiği mekanın görünümünde belirleyici olabilir. Genellikle koltuğun ön bacaklarının halının üzerinde kalması yeterlidir. Halının büyük bir kısmı boş kalıyorsa bu alanın olduğundan daha küçük görünmesine neden olabilir. Doğru halı ve kırlent tercihi ile oluşturulan renk geçişleri ve dokusal zenginlik, köşe koltuk dekorasyonu sürecinde salonun kimliğini güçlendirir. Bu bütünlük hem fonksiyonel, hem de estetik olarak tatmin edici bir sonuç yaratır.

vlerde ferah ve aydınlık bir atmosfer yaratmak istiyorsanız mobilya seçiminde açık tonlara yer vermek etkili bir başlangıç olabilir. Özellikle köşe takımlarında kullanılan açık gri, bej ya da ekru gibi renkler, mekanın olduğundan daha geniş görünmesine yardımcı olur. Bu tür tonlar duvar rengiyle bütünleştiğinde gözün algıladığı sınırlar genişler ve mekan daha ferah hissedilir.
Açık renkli koltuklar doğal ışıkla temas ettiğinde iç mekana yumuşak bir aydınlık kazandırır. Özellikle gün ışığını yoğun alan salonlarda açık tonlar bu ışığı yansıtma kapasitesi sayesinde iç mekanın genel havasını iyileştirir. Koyu zeminli ya da desenli halılarla birlikte kullanıldığında kontrast yaratmak da mümkün olur.
Açık renk kullanımı sadece koltuk döşemesiyle sınırlı kalmamalı. Yan sehpalar, lambaderler ya da TV ünitesi gibi tamamlayıcı mobilyalarda da benzer tonlar tercih edilerek bütünlük hissi artırılabilir. Bu yaklaşım, gözün tek bir noktaya takılmadan tüm mekanı algılamasını kolaylaştırır.
Aydınlatma öğeleriyle desteklenen açık tonlu bir dekorasyon salonun her anı için ideal bir zemin kazandırır. Özellikle tavan aydınlatması dışında farklı noktalarda kullanılan lambalarla bu atmosfer pekiştirilebilir. Gün ışığını taklit eden sarı tonlu ışık kaynakları açık renklerin sıcaklığını artırır ve modüler koltuk yerleşimi ile birlikte hem estetik, hem işlevsel bir deneyim imkânı tanır.

Salon tasarımında göz ardı edilmemesi gereken unsurlardan biri aydınlatmadır. Doğru yerleştirilmiş bir lambader ya da tavan lambası mekanın farklı zaman dilimlerinde farklı ruh hallerine bürünmesine olanak tanır. Oturma alanının köşesinde ya da koltuk kenarına yerleştirilen bir zemin lambası sıcak bir atmosfer yaratmanın en etkili yollarından biridir.
Salonun merkezinde bulunan puflar gerektiğinde misafir oturma alanı olarak da kullanılabilir. Aynı zamanda tekerlekli ya da hafif yapıda olan modeller istenilen yere kolayca taşınarak alan yönetimini daha esnek kılar. Bu tür kullanımlar köşe koltuk yerleşim kombinasyonları arasında en sık tercih edilen çözümlerden biridir. Aydınlatma ile birlikte düşünülen puf yerleşimi, odak noktalarını değiştirmenize yardımcı olur. Özellikle okuma köşesi ya da kahve içme alanı gibi özel kullanım noktaları yaratmak istiyorsanız puf ve aydınlatma ikilisinden faydalanabilirsiniz. Böylece yaşam alanınız yalnızca estetik değil aynı zamanda çok yönlü bir yapıya kavuşur.